12 Şubat 2012 Pazar

Bu Kadar Kısa Zamanda Ne Değişmiş Olabilirki?

Dostumla tanışmamızın üzerinden bir hafta on gün kadar zaman geçtikten sonra bir arkadaşımın doğum günü partisine katılmak için yine aynı cafede buldum kendimi. İçerisi ışıl ışıl süslenmiş ve doğum günü kutlaması için uzunca bir masa hazırlanmıştı.

Arkadaşımla selamlaşarak kısa bir sohbetin ardından masadaki yerime oturdum. Bir süre sonra bir kahkaha sesine kulak verip kafamı çevirdiğimde dostumu gördüm. Nasıl olabilirdi, bunalımlı, deli ve hatta lezbiyen olduğu izlenimine vardığım kadın bu kadar kısa süre içerisinde nasıl böyle kahkahalar atabilirti, ne değişmişti? Kafamın içinde bu soruların yanıtlarını ararken yanındaki erkeği ve birbirlerine aşkla bakan çok güzel bir çift olduklarını fark ettim.

Dostumun uzun ve gür simsiyah saçları, çok güzel bakan bal rengi gözleri ve french ojeli tırnakları vardı. Karşısındaki erkek ise belli ki spor eğitmeniydi; geniş omuzları, kol kasları ve vücuduna tam oturan tişörtlüyle dostuma bakıyordu. Kısa bir gözlemden sonra tekrar doğum günü kutlamasına katıldım.

Gecenin ilerleyen saatlerinde garson bir içkiyle yanıma gelerek dostumun ikramı olduğunu belirtti. Yanında bu kadar kaslı bir erkek varken beni görebilmesi bile mucize olmalıydı, içkiyi alarak dostumun yanına gittim. Spor eğitmeni izin isteyerek bizi yalnız bıraktı, dostum kafamdaki soruları anlamış olsa gerek hemen açıklamaya başladı.

Benim spor eğitmeni sandığım kişi meğerse bir şirkette insan kaynakları müdürüymüş, daha önce hiç öyle güzel bir vücudu olan insan kaynakları müdürü görmemiştim muhtemelen bir daha da görmem zaten. Kısa süre önce onu terk eden sevgilisi ani bir kararla evlenme teklif etmiş, dostum da hem hamile olması hem de ona olan aşkıyla kabul etmiş. Bu güzel haberi kutluyorlarmış. Kendisini tebrik ederek yanından uzaklaşırken beni durdurarak ismimi sordu. Ben onun hakkında her şeyi biliyordum, ama o benim ismimi bile bilmiyordu.

İsmimi ve nedendir halen cevabını bulmuş değilim numaramı verdikten sonra yanından ayrıldım.

Bu, dostumu ikinci görüşümdü. Her iki görüşmede daha doğrusu karşılaşmada tamamen farklı iki ruh halini de görmüştüm. Bunalımlı, deli ve lezbiyen kadın gitmiş, yerine mutluluktan ayakları yere basmayan, heteroseksüel bir anne ve gelin adayı gelmişti. Kısacık bir süre insanın hayatında ne kadar çok şey değiştiriyormuş meğerse.
Benimse hayatım ilk karşılaştığımız günden pek faklı değildi...

Bir Dost

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder